CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, “Çiftçi, uzun bir emeğin ardından hasat ettiği ürünün karşılığını alamıyor. Toprağa verdikleri emeğin karşılığı olarak bekledikleri gelir, maalesef ellerine geçmiyor. Tohum, gübre, işçilik gibi üretim maliyetleri giderek yükselirken ürün fiyatları bu artışa ayak uyduramıyor. Mazot fiyatları sürekli bir artış gösterirken tarladan çıkan ürünlerin fiyatları aynı oranda artmıyor. Üstelik fiyatları belirleme konusunda çiftçilerin söz sahibi olma imkanı da yok. Bu koşullarda çiftçimize üretime devam edebilmek için borçlanmaktan başka bir çarede kalmıyor. AKP iktidarı, yandaş müteahhitte kepçeyle destek verirken üreten çiftçimiz hak ettiği desteği kaşıkla dahi alamıyor. Daha da vahimi tarımsal destekler çiftçiye sadaka gibi dağıtılıyor, karşılığında da oy isteniyor. Bu yanlış anlayış üreticinin itibarını fazlasıyla zedelemektedir. Tarımsal destekler bir sadaka değil, çiftçilerin hak ettiği bir hakkın adaletli bir şekilde paylaşımıyla olmalıdır” dedi.
CHP Tarım ve Orman Bakanlığından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, çiftçinin durumuna ilişkin yazılı açıklama yaptı. Adem’in açıklaması şöyle:
“Çiftçi, uzun bir emeğin ardından hasat ettiği ürünün karşılığını alamıyor. Toprağa verdikleri emeğin karşılığı olarak bekledikleri gelir, maalesef ellerine geçmiyor. Tohum, gübre, işçilik gibi üretim maliyetleri giderek yükselirken ürün fiyatları bu artışa ayak uyduramıyor. Mazot fiyatları sürekli bir artış gösterirken tarladan çıkan ürünlerin fiyatları aynı oranda artmıyor. Üstelik fiyatları belirleme konusunda çiftçilerin söz sahibi olma imkanı da yok. Bu koşullarda çiftçimize üretime devam edebilmek için borçlanmaktan başka bir çarede kalmıyor. AKP iktidarı, yandaş müteahhitte kepçeyle destek verirken üreten çiftçimiz hak ettiği desteği kaşıkla dahi alamıyor. Daha da vahimi tarımsal destekler çiftçiye sadaka gibi dağıtılıyor, karşılığında da oy isteniyor. Bu yanlış anlayış üreticinin itibarını fazlasıyla zedelemektedir. Tarımsal destekler bir sadaka değil, çiftçilerin hak ettiği bir hakkın adaletli bir şekilde paylaşımıyla olmalıdır. Dolayısıyla çiftçilere yönelik destekler, onların emeklerinin karşılığı olarak görülmeli ve adaletli bir şekilde dağıtılmalıdır.
“ÇİFTÇİMİZİN SESİ, KORKU SİYASETİYLE BASTIRILMAYA ÇALIŞILIYOR”
Geldiğimiz noktada AKP iktidarı çiftçimizin, üreticimizin sorunlarından bütünüyle kopmuştur. Suni gündemler yaratılarak bu kopuş gizlenmek istenmektedir. İktidar, gıda fiyatlarının artışında başta çiftçilerimizi olmak üzere kendinden başka herkesi suçlayıcı bir tutum içindedir. Fiyatların artışında gösterilen tepkilere karşı üreticiyi tek sorumlu gibi göstererek tüketiciyle üreticiyi karşı karşıya getirmek doğru bir yaklaşım değildir. Asıl sorun, çiftçimizin ciddi şekilde itibarsızlaştırılmasıdır. Bugün bizim çiftçimizin sesi, bırakın iktidar tarafından duyulmayı, yapılan korku siyasetiyle bastırılmaya çalışılıyor. Yaratılmak istenen bu baskı ortamına izin vermeyecek çiftçimizin, üreticimizin sesi olmaya devam edeceğiz.
“GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE ÇİFTÇİYİ MİLLETİN EFENDİSİ GÖRÜYORUZ”
Bizim yaklaşımımız geçmişte olduğu gibi bugün de çiftçiyi milletin efendisi gören bir yaklaşımdır. Çiftçi, bir yıllık emeğinin karşılığında ürettiği ürünü hasat ettiğinde, hak ettiği karşılığı alabilmelidir. Tarımsal desteklerin adil ve şeffaf bir şekilde dağıtılması, tarım sektörünün güçlenmesi ve çiftçilerin itibarının korunması için elzemdir. Ancak bu şekilde, kırsalımızda yaşayanlar, babalar evlatlarına mesleki değerlerini, deneyimlerini gönül rahatıyla aktarabilir. Kırsal yeniden gençlerin yaşam alanlarına dönüşebilir. Bunun önünde hiçbir engel görmüyoruz. Yeter ki, gerekli siyasi irade gösterilebilsin. Devletin değerli kaynaklarını rant ekonomisi yerine üretim ekonomisi yaratmak için kullanılsın. Hükümeti bu konuda irade göstermeye ve çiftçinin ve çiftçiliğin itibarını korumaya davet ediyoruz.”